Uyanacagim birden. Bir sabah vakti olacak. Ama artik yasamiyor olacagim, tanrim. Neden yasamadigim halde uyaniyor olduguma sasiracagim. Neden yasamadigimi dusunecegim. Yasamadigimi nerden biliyorum peki? Bu pencerenin onunde uzanip karsimdaki parmaklikli pencereye daha baska baktigim zamani hatirliyorum belki. Belki de beni benden baska kimse fark etmiyor. Ben de baskalarini edemiyorum belki oyleyse onlar da yasamiyor? Hayir orada farkli bir durum var, onlar birbirlerini fark edebiliyorlar. Tanrim, ben yasamiyorum. Yarin yine yasamiyor olacagim. Ve herkes beni unutacak. Hic gelip gecmemisim gibi. Hic gelip kalmamisim gibi. O kadar uzun zamanlar gececek ki uzerinden. Ani olarak bile silinecegim. Zaman devam edecek. Bu cok acimasiz. Herkesin beni terk edecek olmasi. Kose basindaki kahvalti yerinde baska birileri olacak. Ben hep yalniz olacagim. Sesimi kimse duymayacak. Bu cok acimasiz. Dusunebiliyor musunuz? Cok sevdiginiz bir arkadasiniz, anneniz, sevgiliniz, cigiriyor olacak ama onu kimse duymayacak. Soyluyorum size, korkunc.
Kelimeleri iyi izleyin. Sonra insanlarin bu kelimeleri aktarirkenki dudak hareketlerini. Konusurken elleriyle idare edis sekillerini. Gozlerini, izlediklerini, iyi izleyin. Gozlerindeki korkuya iyice bakin. İnsanlarin bircogu cok zavalli ve zavalli ve zavalli. Ve kandirilmis. Ve masum. Ve hala bize bir seyler soylemeye calisiyorlar. Cok korktuklarini. İcerde ciglik cigliga olduklarini. Delilestiklerini. Yabancilastiklarini. Ve bunlari, nasil yapiyorlar bilmiyorum ama tamamen farkli sekillerde soyleyebiliyorlar. Bir suru gereksiz, konusmus olmak icin uydurulan muhabbetler ile. Sessizlik korkuya isaret edebilir zira her an. Bizi korkumuzla yuzlestirebilir hakkaten. Gozlerindeki korkuyu saklamak icin ne kadar ugrastiklarini bilemezsiniz. Korkularini yenmek icin ya da onlari tanimak icin bu kadar ugrassalar kuskusuz daha basarili olurlardi. Afedersiniz ama, sizlerden cok sikildim. Kendimi feda ediyorum ve artik korkulariyla yuzlesemeyenlerle yuzlesmek istemiyorum. Zavalliliginiz bana bulasiyor, kendimi birden caresiz hissetmeye basliyorum. Sizlerden birine donusmeyi reddediyorum. Siz de reddedin. Siz diye hitap ettigim kitle, hasssiktirin diyoruz. Mutsuzlugunuzun asil sebebini gormedikce ve kabul etmedikce mutlu olmaya hakkiniz yok. Hassiktirin diyorum.