kis mi kis bir gun. disarisi ben diyim elli derece, sen de cus. hakikaten cok soguk yani. evimden bile soguk lan. jipimsi bir seyin icine dolusmusuz. battaniyemiz var. ortada ne kadar bacak varsa sahiplenmisiz. biri kitap okumaya calisiyor, rahatsiz. heidegger ve nietzsche demeden de bir seyler hakkinda karara varabilecegimiz gunlerin birinden biri oysa. iste tam bugun o gunu aniyorum. backstabber calsin istiyoruz. cok istiyoruz. kudurmak istiyoruz, delirmisiz. sofor bizi cok iyi anlayacak, biliyoruz. 6 saattir yoldayiz sofor. bu evin icinden fare cikarsa allah belami versin bir daha girmem iceri. ne diyordum. hah! sofor. sofor hans. hello miray, this is hans speaking. hello hans. what've you been up to. sofor kirmiyor bizi. camlar bugu icinde sofor, nefes alamiyoruz. gebersek de kurtulsak diyoruz su calgary denilen sehri solumadan. 'biz baslamazsak ancak durdurulabiliriz'. backstabber backstabber backstabber backstabber backstabber backstabber backstabber backstabber. omrumuz boyunca backstabber diyerek arabadaki herkesi tuketecegiz sanki. 'kendimiz de tukenecegiz. daha beter olacagiz'. backstabber! hope grabber! shit lover! off brusher! diye yirtinacagiz iste. sarki dedigin de bir yerde bitiyor zaten. aramizdaki inek icin zavallilasiyoruz o an. bak bak disari. rocky daglari bitecek mi bakalim. bugudan da ne goruyorsan. ilk girecegimiz kafede heyecanimizi somurtarak ket ket ketleyeceksin, bilmiyorsak ne olalim. ben doktor olayim. annanem cok ister. cinliyi de alacaktik var ya. kesmedigi arap, paki kalmayacakti. kelebegiyle oynuyorsun diye sana neler yapacakti. iyi ki almadik lan. icmesini bilmeyecek ve kafasini arada duvarlara gecirecekti. sen son enerjinle bulasiga duserken omzundan opecekti ve noluyoruz lan olacaktin. once sakin olacakti. sonrasi gelirdi. sonra giderdi. her sey bir gider, bir gelirdi. gelmeden giderdi hatta bazen. gelir ve donmek uzere giderdi. gider ve bir daha donersem benim allah belami versin derdi. bir yerde canina tak ederdi.
ve etti.
tak etti.
kalbim yerinden cikacakti. beni bu kadar korkutacagini hic dusunmemistim. ah ne aptal davranmistim. olmayacakti. benim orospudan farkim yoktu. o ise sadece uzgundu. hem inandigi, hem inanmadigi icin uzuluyordu belki. mutfak masasinin ustundeki oteberiye kadar tutabilmisti iste ancak kendini. oralardan oyle hoykurmek kolay. bak gor gelip de nasil teselli edecegim simdi seni. aptal. benim icin aglamanin hep cok basit bir sey oldugunu sanmisti. oysa basit olan her sey bizden cok uzak olmaliydi. elleri bana hep guzel gelmeliydi. yuzume her baktiginda beni parcalara ayirabilecegini dusunmemeliydi. basit olani secmeseydi. ah iste. secmeyeydi. okham'in usturasiyla biciyordu, desiyordu; fiilen ne kadar korkunc sey varsa sakinmadan sapliyordu orospu yanlarima. hala iyi biri oldugunu dusunuyordum. agac yandiydi kul olduydu da, hala agac mi degil mi, neydi bilmeye calisiyorduk. insani insan yapan ne var lan. simdi o seyler neyse, teker teker yok olunca nasil insan diyeceksin karsindakine. insan degilse ne olacak dahasi. 'iki ayakli huzun'.
bunlari da dusunuyordum. surekli. bi kafede kitap okuyordum. aklim karisiyordu. kitap okumaya calisiyordum. capraz masadaki kiz susmak bilmiyordu. asil orospu diye ona denirdi. keyfimizden mi burda duruyoruz saniyorsun. hepsi serefsiz dogalgazcilar yuzunden. cat diye keserler. usumeyeyim diye alim olursun. ama yine de hicbir zaman vaktinde odemezsin faturani. kizmayi da sevmezsin hic kendine. herkes ne kadar da sahane. herkes ne de bicim oyuncu. sosyal bilimciler kuraldan, prensipten anlamayacaklar mesela. illa corba, illa corba koyacaklar onunuze. e ama ben sunla gelmistim diyeceksiniz, vallahi olmaz, birakmayiz bunu yiyeceksin diyecekler. canlari cehenneme. topunu siliyorum var ya. kime neyse.
ah, oguzcugum atay. yemin ediyorum sen bilirdin hepimizi. karsinda esyaya donusmeyen birkacimiz kalirdi, onlar da artardi. kalanlar da hep artanlar miydi. daha da bolunemediklerinden miydi. ne bilecektim.