a gentle reminder

Kasım 30, 2006

 

THE DEARS THE DEARS THE DEARS THE

yılbaşı hediyesi olarak bir paket muhteşom çikolata aldım, tesadüf ki aslında ben de kendime hediye bir paket çikolata almıştım. ÇİKOLATA NE GÜZEL ŞEY YA. şimdi odamda 2 paket çikolata var ve demin bir paketi açtığımda fark ettim ki çikolataların her birinin köşesini ısırmışım. böyle çamur bir insanım. ama kimse yemesin diye yapmadım tabii, yoksa bizim evde yamyamlar var çikolatayı sirkeye batırsam da yerler. hepsinin tadını merak edip sabırsız davrandığımdan işte.

bugün de erkkkkküüüüün'üün dediklerini hatırlayarak, hazır canım da istemişken, gidip şarap alayım dedim. son zamanlarda da çoooooook para harcadığımdan paramı saydım ve gördüm ki çok yokmuş. ucuz bir şarap aldım ama ne şarabı? portekiz. sanki biraz asitli kendisi ama güzel kokusunun ekşiliğini gizlediğini fark ettiğim nadir şaraplardan biri. çok sevdim. bugün şarap içip "fiziksel çekiciliğin evrimsel temelleri" konusu hakkında 25 sayfalık paper'ımın 12. sayfasından yazmaya devam edeceğim. tonlarca kitapta, kağıda yazmam gereken dışındaki bölümleri okuyup "hmm, ilginç" falan derken bulursam kendimi, çıkıp şu -21 derecede 5 dakika koşma cezası verecegim sanırım kendime. kendimi kendime. fair play.

THE DEARS meselesine gelelim. kendileri quebec'den bir indie band. bu insanların iki tane albümü var. no cities left ve gang of losers diye. kendileri her ne kadar son albümleri olan "gang of losers"ı daha çok başarılı buluyorsalar da, sanırım no cities left sahiden, tesadüf bir albüm olmuş, şaka gibi. mis! yani aynısını yapmak için uğraşsalar bin sene, çok zor. interpol, explosions in the sky, biraz bush, biraz tindersticks falan ne kadar muhteşem grup varsa bir tınısını duyar gibi oluyorsunuz sanki ve bu başlı başına bir başarı bence. sahiden benzediklerinden de değil zira (bunların arasında sadece interpol'e gerçekten benzediklerini söyleyebiliriz), sadece o grupların hepsi karışsa zaten çok kendine has bir sound çıkarmış da onu başarmışlar gibi. who are you? the defenders of the universe diye bir şarkılarını duymuştum ilk ve öyle başladı bu hastalık. yaklaşık 2 hafta önce de konsere geldiler ve ertesi gün inanılmaz işlerim olduğu halde konsere son gidecegim dakikaya kadar çalışıp koştum sonra. süperdi. hepsi simsiyah giyinmiş vs, acayip karizmatik duruyorlar sahnede. tek kelime yok, ne merhaba ne bişey. 4. şarkının sonunda bir dinleyici "napyonuz yahu beheey" diye bağırdı, herkes koptu resmen, ona rağmen bile tek kelime etmediler. acayip de komik bir basçıları var, adam yüzüme bakıp gülüyordu resmen, ben de gülüyordum salak salak. sonra bi daha baktı gülmedim geri, üzüldü önüne baktı falan. ahah. çocuk gibiydi adam resmen. çıkışta da bizim güruhla baya saçmasapan muhabbet ettiler. her neyse. THE DEARS sevelim. bir de anlayamadığım bir şey bu grubun neden hiç yankı yapmadığıdır hala, hakettikleri ilgiyi görmüyorlar şimdi bir sürü kıçı boklu grupla karşılaştırınca.

dün evimizde sarhoş olma günüydü ama mızıkçılık yapıp tüm gün rachel's dinledim. rachel's üstüme resmen yapışıyor bazen. sahiden, en azından haftada bir kere, bir parçalarını dinlemezsem insan olamıyorum.

bir de bloga gelen yorumlardan başka bloglar keşvediyorum ki ayrı seviniyorum. yatmadan önce bakacak bir iki blog sitesi daha ekliyorum bukmarka. hatta bir blogda kadıköy maceraları okudum ki resmen, resmen, istanbul'un özlemini boğazımda yumruk şeklinde hissettim. dedim ki hatta, bir tripte (hera) olsam sıcak şarap içip nefis müzikler dinlesem, bir karga'ya gitsem bira içsem falan, canım öyle sıkıldı ki. istanbul'a aşığım sanırım ben. cidden. geçen gün not defterimde rasladım, itiraf etmişim.

neyse çok sallandım. lütfen hepimiz, iyi insanlar olmaya çalışalım. kötülük çok çirkin bişey.

Comments:
neden the dears için ölmüyor insanlar anlamış değilim ama inanılmazlar gerçekten. hatta i-na-nıl-maz-laaar demek istiyorum.
ayrıca yazıyı okuyunca gerçekten istanbulu özledim ben de. şarap da yok, demek ki uyuyup atlatmak gerek geceyi.
 
bir "the dears artık selebiriti olsun" kampanyası patlatmalı bence. ya belki de böyle underground underground takılmak istiyorlardır bilmem ki. ama güzel müzik dinlemek çok önemli bir şey.
 
Yorum Gönder



<< Home

Archives

10/2006   11/2006   12/2006   01/2007   02/2007   03/2007   04/2007   05/2007   06/2007   07/2007   09/2007   11/2007   12/2007   01/2008   05/2008   06/2008   09/2008   10/2008   03/2009   05/2009   09/2009   01/2010   08/2010  

This page is powered by Blogger. Isn't yours?