I shut my eye and all the world drops dead;
I lift my eyes and all is born again.
(I think i made you up inside my head.)
- slyvia plath.
düşünecek bir sürü önemli şey varken "çikolata yersem uykum kaçar mı" gibi aptal aptal şeyler düşünmekten bıktım. gelecek kaygısı falan da hasta ediyor beni. sadece arkadaşlarımı özlemek istiyorum hiçbir şey düşünmeden. çünkü arkadaşlar iyidir. kahveleri, çayları, güzel sesleri, kokuları, saçmalıkları, kasvetleri, zen dolu sessizlikleri falan vardır. arkadaşlar günü kurtarır.
odama geldim ve o kadar müzik dinlemek istiyordum ki. odama sadece bu yüzden bile gelmiş olabilirim. sufjan stevens - chicago açtım bir de, akustik. çayım da soğudu ve düşünüyordum, bir sürü bir sürü hata yaptım, bir sürü hata yaptım hayatımda derken sufjan. "evet, şarkımızı dinledik, şimdi düşünelim bakalım bizler hayatımızda nasıl hatalar yaptık" diyen otoriter bir kadın imajı belirdi sonra gözümün önünde. ama düşündüm. düşündüm. sanırım ben de bir sürü hata yaptım ama bir insan nasıl hata yapar bilmiyorum. hata başlı başına bir oksimoron bence. sahiden, başka bir şekilde yaşıyor, ya da yaşayacak falan olduğumuzu gerçekten nasıl hayal edebiliriz ki? saçmalık. yaptığımız şey kötü sonuçlara varmasa hata olmayacaktı hiç. aslında hata değildi. sanırım hata yaptım ile sanırım yaptığım şey hataydı arasında fark var mı? aman . belki tam şu an yaptığım şey de hatadır, bunu ne zaman bilebileceğim ben? acaba daha fark edeceğim kaç hatam var. acaba hala fark etmediğim ne kadar hata yaptım? bazılarını hatırlıyorum, utanç duymam gereken bir iki şey var biliyorum. hala midemi bulandırabilen bazı şeyler var. evrim sürecinde utanç oldukça yararlı olmuştur eminim. insana dair tüm duygular kabülüm, utanç bile olsa. utançla yaşayabilirim. hiç izlerini göremediklerim oluyor arada. canımı bir sıkıyor varlıkları. homo sapiens sapiens türünün evrim sürecindeki tek hata olduğunu düşündürüyor sadece.